Henüz ilkokuldaydım. Ve ergenliğe yeni girmiş olan her insan evladı gibi, ben de salaktım. Ergenlik öyle bir dönem ki a dostlar, erkeklerin %99 u bu dönemde ağır abaza olma yönünde ilk adımlarını atar. Ve birçoğu da o şekilde kalır. Onları bu durumdan kurtaracak, kurtarmasa da hiç olmazsa hafifletecek tek bir şey vardır: “bir kıza aşık olmak”. İşte ben, tam da bu sancılı dönemde aşık olmuştum Fatma’ya…
Gelin görün ki Fatma bir gün bile yüz vermedi bana. Bir süre “çok mu tipsizim lan acaba?” diye kendi içimde fırtınalar yaşadım. Ama sonradan öğrendim ki durum başkaydı. Fatma, benim sınıf arkadaşım Hasan’a aşıktı… Bunu öğrendiğimde tam anlamıyla yıkılmıştım. Bu dönemde yaşımın da etkisiyle nasıl oldu da arbesk-rap tarzı müzikler dinlemeye yönelmedim hayret ediyorum. Bünyem gerçekten de sağlammış…
Neyse, yenilgiyi kabul etmedim. Fatma’nın da beni farketmesi, bi şekilde hayran olması için elimden ne geliyorsa yapıyordum. Onların sınıfla maç mı var, tak… 4 gol atıyorum. (tabi Fatma Hasan’ı izliyor) Okul nöbetçisi oluyorum, o gün 10 defa Fatma’ların sınıfa girip “hocam müdür bey hede hödö gönderdi” deyip kağıt bırakıyor, bi yandan da Fatma’yı kesiyorum. Basketbol takımına kaptan oluyorum, satranç takımıyla derece yapıyorum, okul çıkışı kavga edip birilerini dövüyorum. Yok… Tüm okul bana hayran, ben Fatma’ya , Fatma Hasan’a, sonra hepimiz Hasan’a…
Bir süre sonra Fatma’yla Hasan işi iyice ilerletip el ele kol kola gezmeye başladılar. Ben de onları gördükçe çıldırıyor, sinirimden kendimi sikecek raddeye geliyordum. Baktım ki olacak gibi değil, Hasan’ı kenara çekip konuşmaya karar verdim. O gün öğle arası konuşmak için buluştuk. Yanımda (işler karışır da dayak falan yerim diye) en yakın arkadaşım deli Cengiz de vardı.. Cengiz’le kardeş gibiydik. Ama Cengiz, sinirlendiğinde 7 aslan, 9 kaplan, ve de 11.6 panter gücünde olabilen manyağın tekiydi. Ben de yapım gereği genelde böyle manyaklarla iyi arkadaş olurdum.
Tam lafa “bak böyle böyle kız meselesi…” diye girdiğim sırada, Cengiz birden deliriverdi. Çünkü Cengiz için ortada bir kız meselesi varsa, kan akmalıydı. “Dur etme” diyemedim manyağa. Allah muhafaza beni de alır, ikiye katlayıp cebine sokardı. O dakikadan sonra Hasan’la adeta bir oyun hamuru gibi oynamaya başladı. Bi ara kafasını okulun demir kapılarına vura vura parmaklıklardan içeri sokmayı denedi, olmadı.
Tam Hasan’ı Cengiz’in elinden kurtarmıştım, baygın halde kollarımdaydı ki, gelen bir sese doğru kafamı çevirmemle beraber, bir de kimi göreyim a dostlar? Fatma… Nefret dolu gözlerle bana bakıyordu. Aylardır bana aşık olsun diye etmediğim şebeklik kalmayan Fatma, yapmadığım birşeyden ötürü artık benden nefret ediyordu. O an içimden “ hay yetiştiğin toprakları sikeyim senin Cengiz” diye geçirdim, ama artık herşey için çok geçti. “Bi saniye, açıklayabilirim!..” bile diyemedim.
Fatma, ağlayarak yanıma gelip “Öğeahkheağğh !!” gibisinden bişeyler söyledi. Dediklerinden hiçbirşey anlamamıştım. Ama kesin küfür etmiştir diye “annen hariç de ulan, annen hariç de” demeyi de ihmal etmedim. Bunun üzerine Fatma iyice çirkefleşip kanlı gözleri ve ağzındaki salyalarıyla “Vöeahğraaahh !! ” diye ağlayarak saldırmaya başladı. İkisinin de sülalesine küfredip birer tekme savurduktan sonra kaçarak olay yerinden uzaklaştım. Tüm bu gördüklerimden sonra Fatma’dan da, Cengiz’den de, hayattan da iyice soğumuştum…
Sınıfa doğru giderken Cengiz’i gördüm. “Nasıl dağıttım lan lavuğu” deyip “kısı kısı kısı” diye yavşakça güldü. “Bi siktir git allasen Cengiz” dedim, yine güldü. Bunun üzerine gaza gelip “Hay amuha koyim senin Cengiz” dedim. Bu sefer gülmedi. Baktım ki dayak bir nefes kadar yakın:
“ Helal olsun kardeşime” dedim. “Az bile yaptın. Bence bütün okul birleşip sırayla vermeli sana. Anca o zaman ödenir hakkın”
güzeldi :)
YanıtlaSilGüldüm baya, iyi yazmışsın.
YanıtlaSilbu olay baya yer etmiş içinde galiba blog ismini bile bi saniye açıklayabilirim diye almışsın ama ilki iyidir candır... =)
YanıtlaSil